Giderek daha gerçekçi ve daha üzücü şekilde farkına varıyorum ki, kalabalıklığıyla övündüğümüz genç nüfusumuzun elinde kendini beğenmişliği ve şişinmişliğinden başka hiç bir şeyi yok. Koca bir güruh beceriksizliğini, yetersizliğini, aldığı-alamadığı kaliteden yoksun eğitimi, gerçek anlamda özgür olamayışını, kendi aklıyla düşünemeyişini kocaman egolarla gizlemeyi kişilik edinmiş. Nasıl bu hale gelindiğini ya da sebeplerini inceleme niyetinde değilim de, resmi bir çizeyim istedim, şu sessiz sakin ortamdan bi geçen olur diyerek.
Neremizden tutsam dökülüyoruz (kendim de dahil), o bi gerçek de, bu kadar kalitesizliğe, sığlığa, tembelliğe rağmen bu egolar nedir a dostlar? Kendime yalnızlığı nasıl armağan etmeyeyim?
Kültür yok, sanattan anlama yok, sportif beceri yok, yabancı dil yok, entelektüel birikim yok... ama havalar bin beş yüz. Hayattan tek beklenti tüketmek ve tüketilmek.
Bir dizi yıldızı, herhangi bir ünlü kişi bir söyleşiye gelse salon almıyor genç dimağlarımızı, ama farklı perspektifler kazandıracak, ufkumuzu açacak, bize bir şeyler katacak birinin söyleşisinde küçücük salonlar boş kalıyor.
Herkes ne yapıyor, bilmek istiyoruz. Biz de aynını yapalım diye. Kendi hayatımızı yaşayıp kendi amacımıza yürümektense başkalarının hayallerini yaşıyoruz.
Erasmus'a gidiyoruz, çünkü Çek kızları herkese veriyo, İspanyol erkekleri ise çok tatlııııı.
The Vampire Diaries'den öğrenilen iki satır İngilizce'yi bi halt zannediyoruz. 8 dil bilen, dünyanın anasını bellemiş bir İspanyol tanıdım geçen hafta. Baksan tipine simit almazsın tezgahından. Ama Hacıbayram Camii'ni gezerken 'şu mihrab mı' diye sorar, 'ben ne biliyorum ki amk' dedirtir.
Hiç birimizin bir yeteneği yok. Bir enstrümanı adam gibi çalan ama bunu gayet sıradan bir faaliyet olarak eyleyen bir insan tanıdınız mı hiç? Ya da hayatında bir heykel denemesinde bulunmuş bi gardaşımızı? Karı kız ayağına gitar, keman zart zurt öğrenmek hala devam mı yoksa?
Rus kızı düşürmek için Rusça öğrenen adam tanımayanınız var mı?
Aşkı uğruna hayatını değiştirdiğini söylese adamın biri, Rus ya da İsveçli kızı hevesi olmadığını söylese kıçımızla gülerdik. Çok üstün değerlerimiz var ya bizim, cinsel ilişkide bulunmuş olmaya milli olmak diyoruz o yüzden.
Ahlak mı? Efendiim??
Eğitim sistemimize ne desem boş, düzgün bir spor salonu, donanımlı bir kütüphanesi olan kaç tane devlet lisesi var bu memlekette? Modern bilim, sanat, felsefe vd. hangi lisede kime ulaştırılmış. Bizde eğitim üniversitede başlıyor. İyi bir tanesine başını sokabilene tabi. Dört tane popüler roman okuyan da kendini edebiyat eleştirmeni addediyor. Okumayanın da daha üstün uğraşları var mutlaka. Dans kulüpleri, dağcılık kulüpleri, bilmem ne kulüpleri bar arkadaşı edinme toplulukları işlevinde.
İçinde boğulacağımız egolarımız ise tavan, herkes her şeyi biliyor, herkes modern ve sair...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder