Dilimize orta yaş bunalımı olarak giren, orta hayat krizi (midlife crisis) terimi ile; gençlik çağını geride bırakan 35-40 yaş civarlarındaki kişilerde garip davranışlar ve psikolojik sorunların peyda olduğu o travmatik dönem tanımlanıyor. Orta yaş denince de normal olarak sözkonusu yaşlar akla geliyor. Ama terimin İngilizcesinin sözlük anlamından olaya bakınca bu bunalımın orta yaş denilen dönemde ortaya çıkmasının şart olmadığını savunabilirsiniz. Ya da bu bunalımın belirtilerinin bir kısmını (huysuzluk, saldırganlık, hırs vb.) yaşayan biriyseniz, hayatınızın ortalarında gibi hissettiğinizi iddia edebilirsiniz.
Fiziksel olarak ne kadar genç olsanız da artık modern dünya insana kendisini çok eksik ve yetersiz hissettirebiliyor. Daha 21 yıl olmuşken, geçen her gününüzü bir kayıp olarak görebiliyorsunuz. Hırslanıp birilerine çatabiliyor, hatayı nerelerde arayacağınızı şaşırıyorsunuz. Kursta hoca 'sivodnya kakoy den' diye sorunca, 'vay a.... k...., bi gün daha geçti' diye düşünebiliyorsunuz.
Ee, şimdi bu durumu da orta hayat bunalımına dahil edip 'ulan 40'ımızda gideceğiz herhalde' mi diyeceksiniz, yoksa boşverip bu saçmalıklara ne varsa elinizde onunla mı yetineceksiniz? Zor, o da zor..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder